|
|
| Kaderin Sesi | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Sarah Lewies Life&La Mort Bar Sahibesi
Kayıt tarihi : 05/10/10 Mesaj Sayısı : 14 Mücadele Tarafı : Aydınlık olmadığı kesin. Belirgin Özellikleri : Güzelliği, sinsiliği, kurnazlığı, mükemmelliyetçiliği.
| Konu: Kaderin Sesi Paz 16 Ocak 2011, 23:23 | |
| Güneş battığı gibi doğacaktır, ay gökyüzüne veda ettiği gibi yeniden karanlığı aydınlatacaktır.Kader her geçen gün tekrar tekrar yazılmaya başlayacaktır.Duyduklarımız, konuştuklarımız, yediklerimiz, içtiklerimiz ve hissettiklerimiz her an aklımızda olacaktır.Dokunduğumuz herşeyin aslında birer canlı olduğunu düşünürsek ne olur?Her nesne hareket etse, her çiçeğe baktığımızda bir gülücük görsek, aya her baktığımızda bir surat belirse karşımızda.Ama hayır hayaller aleminde yaşamanın ne gereği var ki?Düşlere sığındığımızda yaşananlar unutulmuyor, ölümler unutulmuyor.Kaderimizde; kader çizgimiz bizimle birlikte, arkamızdaki bir gölge gibi bizi takip ediyor.Aslında kaderimiz kendi gölgemizden ibarettir belki de.Yazılanları geri çeviremeyiz, olacakları da.Kader yaşa diyorsa yaşaacağız, öl diyorsa öleceğiz.Ötesi yok, olamaz da zaten; bize söyleneni değil olacakları yaşarız.Olacakların önüne geçmemiz imkansız; nasıl bir bebek ilk doğduğunda annesini ister, onun kucağında susar ya ancak, ölümün soğukluğu bedenimizde dolaşamaya başladığında sadece onda sesimiz kesilecek, onda susacağız ve bekleyeceğiz, bizi almasını bekleyeceğiz; sonumuzun ne olduğu kaderimizde yazılı ölüm geldi ise hoşgeldin diyeceğiz sadece.
Sarah bara doğru attığı her adımda çevresindeki insanları biraz daha inceliyordu.Üstündeki uzun cübbeyi andıran deri paltosu, havanın soğukluğuna aldırmadan giydiği uzun topuklu çizmesi ve üstündeki siyah taşlı elbisesi uyum içerisindeydi ama Sarah üstündekilerle uyun içerisinde değildi.Ruhu uymuyordu.Asil duruşunun altındaki şeytanı kimse bilemezdi.Acımasız ruhu, kimseye taammül edemeyen kalbi tam bir karanlıkla kaplanmıştı adeta.Barın önüne geldiğinde durup kapının önünden içeriye baktı.Aslında bir barda olmaması gereken korumalar bu barın önünde vardı.Güvende olma iç güdücü mü bilinmez, barın önündekilerin kimse büyücü olduğunu anlayamazdı.Büyücü ama birbirinden pısırık iki büyücü, bir şey olsa ilk başta kaçabilecek adamların ne işi vardı ki?Çok şaçma aslında.Bara girerken kapıdaki adamlara göz ucuyla baktı, ama aslında komikti bu durum.Bara girdiğinda oldukça dolu olduğunu fark etti.Sevinmiş miydi emin değildi?Bu kadar kalabalıktan rahatsız olan birinin bar açması da yersizdi ama kafa dağıtma metotlarından biriydi galiba bu da.Barmene dikkatlice baktı, işini yapıp yapmadığını kontrol ediyordu; aynı şekilde garsonlara da baktı.Ardından bara geçti ve oturdu.Barmen hemen Sarah'a bir votka verdi.
Sarah içkisini yudumlarken, bir yandan da çevresini izliyordu.Çevresinde olan biteni izliyordu.Aslında burası bar olmayacak kadar büyük bir yerdi.Ufak, sokak arası barlarından veya sessizce oturup içkini yudumlayabileceğin bir bardan farklıydı, gökyüzünü tamamen gören üstü camla örtülü bir çatı katı vardı, ama burası sadece özel müşteriler için dizayn edilmiş bir alandı.Girdiğin andan itibaren kırmızı ışık huzmeleri gözünü dolduruyordu.Sarah bunları ilk başta büyü ile yapmaya karar vermişti, ama kendini biraz da olsun büyüden uzak tutmak istedi bu genç cadı.Burasıyla gerçekten çok uğraştı, şimdi de bir köşeye geçmiş etrafı izliyordu.Oturduğu yerden kalktı ve üst kata çıktı, gökyüzüne biraz daha olsun yaklaşmak adına.Çatıda manzara muhteşem gözüküyordu, yıldızlara elini uzatsan tutacaktın sanki.Bu harika manzarayı yarıda bıraktı ve tekrardan aşağıya indi; bara tekrardan yöneldiğinde bir müşteri gözüne çarptı.Pek umursamadı ilk başta tekrardan yerine oturdu.Ama daha sonra adam fazlasıyla dikkatini çekmeye başladı Sarah'ın.Önünde duran içkisine hiç dokunmuyordu, bardak konulduğu gibi duruyordu.Sarah garsonlardan birini çağırdı ve "Şu karşıdaki adam, geldiğinden beri içkisini içmedi mi?" Garson adama döndü baktı, tekrardan Sarah'a döndü ve "Hayır efendim, bardağı koyduğum gibi duruyor."Sarah hemen herşeyden şüphelenen biriydi, bundan da şüphelenmemesi imkansızdı.Oturduğu yerden kalktı ve adamın olduğu masaya doğru yöneldi.Adamın tipi biraz garipti sanki.Gözlerinde sanki garip bir şey vardı.Sarah yürürken asasını kontrol etti.Temkinli olmaya özen gösterirdi her zaman.Adamın yanına yaklaştığında önce bir an için durdu.Daha sonra "Merhaba beyfendi.Bir sorun mu var acaba?İçkinizi hiç içmemişsiniz.Ben buranın sahibiyim bir sorun yoktur umarım." Sarah sözlerini bitirdiğinde adamı baştan aşağıya süzmeye başladı.Garip bir şey vardı bu adamda.Sarah bunu hissetmişti, hislerinde yanılmazdı.Burnuna kötü kokular gelmeye başlamıştı.
| |
| | | José Ruiz Relevé Vampir
Kayıt tarihi : 30/10/10 Mesaj Sayısı : 13 Mücadele Tarafı : Çıkarları Belirgin Özellikleri : Susuz, Aç ve Öfkeli
| Konu: Geri: Kaderin Sesi Ptsi 17 Ocak 2011, 01:07 | |
| Kan sonsuzluğa uzanan bir yolda gerekli olan sihirli iksir José için duyduğu güzel bir müzikte kanın hafif akışını hissediyor. Aldığı en güzel koku kan, gördüğü en güzel şey ise insandan çıkan ve fışkıran kan, bildiği en güzel renk kan kırmızısı. Kana bu kadar aç bir vampir olmasının sebeplerini sıralamaya kalksa yaşadığı zaman dilimi ile bile kıyaslayamazdı. Kan insanlara verilmemesi gereken bir iksirdi büyücü olup olmaması önemli değildi. José insanları ayırmazdı onlar sadece kurbanlarıydı ve açlığını bastıracak olan araçları. Neden insanlara kan verilmişti bu soruya vereceği çok açık cevabı vardı onlar José’un beslenmesi için onun zamanında atalarını lanetleyen tanrısı tarafından verilmişti. Armağandı insanlar José’a sunulmuştu. Karanlık bir odada parlayan bir çift kırmızı göz camdan dışarıya bakıyordu. İnsanlarla dolu sokağı iyice gözden geçirirken ağzının kenarını dili ile temizliyordu. Cam kenarında durmuş yüzüne vuran sokak lambasının ışığında bile yüzü parlıyordu.
‘Zamanı geldi’ dedi kendi, kendine ve karanlık odasına geri döndü. Işığı açmaya gerek duymuyordu her şeyi net gören gözleri şimdide kusursuz çalışıyordu. Üzerindeki kıyafetleri insanların salise diyebileceği zaman diliminde değiştirdi. Kusursuz görüntüsü ile aynaya baktı. Vampirlerin aynada görünmez yalanına inanan insanlar var mıydı? Bilmiyordu ama kendini görüyordu. Kusursuz saçlarına baktı ve yana doğru attı. ‘Avlanma zamanı’ dedi ve aynada kendine göz attı. Hızlı adımlarla aşağıya doğru inerken pansiyonun sahibesini gördü, kaldığı zamanlar ışığında hiç para almıyordu. Aşağıya indiğinde resepsiyonda duran kadın hemen ayağa kalktı. “Hey, yaramaz çocuk gecenin bu saatinde nereye gidiyorsun?” José kadına yaklaştı ellerini avuçlarının içine aldı ve sıcak bir öpücük kondurdu. Dudakları insan etine deydiğinde bile kanın kokusunu alabiliyordu ama iradeli olmalıydı burası onun kaçabileceği yerdi ve bu kadın onun işine çok yarıyordu. “Temiz hava almaya çıkıyorum güzel tanrıçam eğer izniniz varsa tabi?” dedi ve başı ile biraz öne eğildi. Kadının yüzü kızarmıştı “Tamam ama geç kalmak yok” dedi ve José’nin bıraktığı elini okşamaya başladı düşüncelerini okuyabilseydi kesin José ile yatmayı hayal ettiğini görebilirdi. José biraz bekledi “Ama beni güzelliğiniz ile tutsak etmekten vazgeçerseniz gideceğim” dedi hafifçe sırıtarak. Kadın daha fazla kızarmaya başladığında José el sallayarak dışarıya çıkmıştı bile.
Kendinden nefret ediyordu güçsüz bir et yığınına kur yapmak asla hoşuna giden bir şey değildi ama gerekli olan her şeyi de yapmaya hazırdı. Dışarıya çıktığında üzerindeki siyah paltonun yakalarını kaldırdı ve ilerleyeme başladı. Yanından geçen insanların ne hissettiğini biliyordu bazıları sarhoştu, bazıları yanında yürüdüğü adam ile seksi yapmayı istiyordu. Hislerin keskinliği José’un onları anlamasına daha fazla yardımcı oluyordu. Sokakta her yer ışıklıydı karanlık bir sokağa birileri çekebilirdi ama bu kadar insan içinde bunu yapamazdı. Fazla tehlikeliydi, kur yaparak bir bardan birilerini çıkarabilirdi. Bunu denemek daha kolaydı nasıl olsa kur yapmakta üstlerine yoktu. Hızlı ilerlerken en kalabalık barı seçmeye çalışıyordu. Hislerine odaklandı ve koku alma güdüsüne hızlı ilerlerken gördüğü bir bar hoşuna gitti. İçeriden çok keskin hisler geliyordu yalnızlığı derinden hisseden birkaç kişi bile vardı. ‘Güzel’ dedi ve barın içine girdi, harika görünüyordu insanların oluşturduğu yığın içerisinde olmaktan zevk alıyordu öldürecek birçok av vardı. Barın ismi de ona ölümün soğukluğunu hatırlatıyordu. Dikkat çekmemesi gerekiyordu masalardan birine gitti ve oturdu bu kadar dolu olmasına rağmen garsonların hızı onu şaşırtmıştı başında beliren garsona belli belirsiz ‘Viski’ dedi. Garson koşar adımlarla içkisini getirmeye gittiğinde José kendine insan seçmeye başlamıştı. Hislerin keskin olan insanları seçmeye başlamıştı bile bir masada oturan genç kız sevgilisinden yeni ayrılmıştı yâda başka bir şey olmuştu umutsuzluk hissediyordu. Gözüne onu kestirmeye başlamıştı ki garson içeceğini getirmişti bile, masaya koyduğunda José garsona bakmadan teşekkür etti.
Önünde duran içki bardağına bakmıyordu bile insanlar bu iğrenç sıvıyı nasıl içiyorlardı ki? İnsan olduğu zamanlarda ki o zamanları hatırlamayı asla istemiyordu önüne koyulan bu içkiden sürekli içmeyi çok severdi. Ama şimdi içmeyi çok sevdiği tek şey ılık kırmızı kandı. İnsanlara göz gezdirirken yanına yaklaşan birini hisseti kadın asil bir yürüyüşü vardı ve José’dan şüphelenmişti hissettikleri José’dan hiç hoşlanmadığı yönündeydi. José beklemeye devam etti kadın zarif bir şekilde masaya gelip konuştuğunda José başını önce önünde duran içki bardağına sonrada kadına gülümseyen bir şekilde baktı. “ Buranın sahibesi sizsiniz demek ki? Tüm müşterileriniz ile böyle yakından ilgilenir misiniz?” kadında bir hava vardı José’u sinirlendirmeye yetecek kadar sinir bozucuydu ve José kinayeli konuşmaya devam edecekti. Hafifçe kadına döndü “Sizin bir sorununuz var mı? İçkimi beğenmediysem ne yapacaksınız, kendi ellerinizle mi içireceksiniz?” | |
| | | Sarah Lewies Life&La Mort Bar Sahibesi
Kayıt tarihi : 05/10/10 Mesaj Sayısı : 14 Mücadele Tarafı : Aydınlık olmadığı kesin. Belirgin Özellikleri : Güzelliği, sinsiliği, kurnazlığı, mükemmelliyetçiliği.
| Konu: Geri: Kaderin Sesi Ptsi 17 Ocak 2011, 22:39 | |
| "Kendini bilmez, işi yaramaz adam."Sarah içinden geçirdiklerini dilini dökseydi şimdiye burada akıl almaz bir arbede çıkmıştı bile.Sabrediyordu, ama sabır da nereye kadar devam edecekti ki.Eline geçirse o uzun pis saçların tutup barın dışına sürükleyecekti.Nasıl olurdu da biri; daha doğrusu bunun gibi biri onunla böyle konuşma cürretini gösterebilirdi ki.Eceline susadığı kesindi.Fazlasıyla kesindi hatta.Sarah ceketinin içindeki asasını kontrol ediyordu zaman zaman.İçinden karşısında duran adama curcio yapmak geçiyordu ama çevredeki diğer insanların canını yakmaya hiç niyeti yoktu.Kötü birisi olabilirdi, belki de çok kötü birisiydi ama masumlara hiç zarar vermemişti bu güne kadar.Öldürdüğü kişiler olmuştu belki de, belki de canını yaktığı çok kişi olmuştu ama bunlardan hiç biri iyi değildi.Kendi kötüydü ama kötüleri öldürmekten zevk alan bir kötüydü.Eline geçse kendi ailesini bile öldürürdü.
"Evet beyfendi ilgileniriz bütün müşterilerimizle, onlar sorun çıkarmadığı müddetçe."Sözleri aslında daha çok hakaret içermesi gerekiyordu.Karşısındaki adam neydi ki, ona böyle düzgün konuşmasına hiç gerek yoktu."Beyfendi; bakın beyfendi diyorum, haddinizi aşmayınız lütfen.Sakın haddinizi aşmayın.Size dokunmam bile ben.Ellerimi pisletmeye hiç niyetim yok."Sarah adama iğrenerek bakıyordu adeta.Sanki bir çakaldı adam, buraya gelmiş ve avını arıyordu daha sonra da ziyafetini çekecek gibiydi.Sarah buna asla izin vermezdi."İçkinizi içmeyecek veya müşterilerimizi rahatsız edecekseniz lütfen dışarıya çıkar mısınız?Kimsenin rahatsız olmasını istemem, şayet çok iğrenç bir yaratık gibi görünüyorsunuz da."Sarah'ın eli asasına yavaşça ilerlemeye başlamıştı.Eğer çıkmazsa kendi elleriyle çıkaracaktı dışarıya, belki de buradaki kimse umurunda bile değildi.Bir hafıza silme büyüsü ile her şey tamam olacaktı.Bir adım geriye çekildi.Adama yok verir gibi.Ama sanki kalkmaya hiç niyeti yoktu, oturuyordu.Bir şey onu oraya yapıştırmıştı."Hadi ama kaldır o işe yaramaz kıçını.Buranın havasını daha da pisletmene hiç gerek yok."Sarah aslında tavrını bu denli net koyan birisi değildi, aslında melek yüzlü bir şeytandı ama mekanında tartışma yaşama havasında hiç değildi.Bir an için üstündekilerin kirlenmesinden dahi korktu.Keşke başka bir şey giysem dedi ama adamın tıpış tıpış gideceğini düşünüyordu.Sarah sinirlendikçe adam ona anlamsız ve boş bir şekilde bakıyordu.Sarah'ın gözlerinden adeta alevler fışkıracaktı, gözleri artık sadece karşısındaki işe yaramaz adamı görüyordu.Çevresindeki kimse umurunda dahi değildi.
Aradan çok değil birkaç saniye geçmişti ki artık Sarah çıldırma noktasına gelmişti.Adamın ona boş boş bakması deli etmeye başlamıştı güzel cadıyı.Mutlaka bu adamı mekandan dışarıya atacaktı ama nasıl?Nasıl oluyordu da böyle adamların yaşamasına izin verilebiliyordu ki.Böyle işi yaramaz, aşağlık heriflerin bir an önce en güzelinden bir lanetle postalanması gerekiyordu.Ama nerede o günler?Aklından en iğrenç, en akıl almaz lanetler tek tek geçmeye başlamıştı.Adama son bir şans verme niyetindeydi, ama o bunu kullanacak mıydı bilinmez?Sarah soran gözlerle adama bakıyordu cevap değil kalkıp gitmesini belkiyordu. | |
| | | José Ruiz Relevé Vampir
Kayıt tarihi : 30/10/10 Mesaj Sayısı : 13 Mücadele Tarafı : Çıkarları Belirgin Özellikleri : Susuz, Aç ve Öfkeli
| Konu: Geri: Kaderin Sesi Salı 18 Ocak 2011, 23:00 | |
| Gece karanlığa karışınca okunan ninnilerde adı geçen o cani varlık, zamanı insanlardan çalan onlara sadece ölümü tattıran soğuk varlık. Gözle görülmesi çok zor olan ani bir hareket ile insanların kalplerini bile sökebilen yaratık. Uyusun diye anlatılan çocuk masalarda ağzından salyalar ve kanlar akan ucube, bunları öldürdüğü insanlardan duyunca çok gülmüştü aslında bir zamanlar ona da böyle hikâyeler masalar anlatanlar vardı. Gece karanlığından korkar olmuştu odasında duran dolabın içinden çıkacak böyle canavarlardan korkarak geçirdiği anıları şimdi hatırladığında o yaratıklarından biri olacağı aklının ucuna bile gelmezdi. Gelmiş olsaydı ilk başta o hikâyeleri anlatanları öldürürdü. Dişleri o kadar uzun olsaydı çevresindeki onunla dalga geçen herkesi öldürdü. Şimdi güçlüydü aslında ne çocukluğunu hatırlamak istiyordu nede gençliğini onlar ölü hayatının anlamsız parçalarıydı şimdi tek bildiği dünyanın en güçlü yaratıklarından biriydi ve onu daha güçlü kılan tek şey için öldürmesi gerektiği kadar insan öldürüyordu.
Oturduğu sandalyede kadının çemkirmelerini izliyordu. Ne kadar bağırdığının farkına varması gerekmiyor muydu? Aslında ölüm ile bu kadar yakın olduğunu bilse bu kadar bağırabilir miydi? Düşüncelerini dile getirmek istiyordu ama gerek duymadan dinlemeyi seçti. Buraya girdiğinde aslında içkisini yudumlayan hatta o aptal şey ile kendilerini kaybeden insanlardı. Onları gözlerine kestirip çıkışlarını kontrol edip çıkmaz bir sokakta kanlarının son damlasına kadar içmeyi bekliyordu. Kadının sözleri yeterince canını sıkmaya başlamıştı, dişlerini sıkıyordu ama kadına söylediği iki tane önemsiz cümle bile ayakta durmuş ona saldırmaya hazırlanan kadının canını sıkmıştı. Bunun üzerine gitmeyi istiyordu hisler işte onlar ayakta durmuş ona bakan kadının üzerinden José’a akın, akın geliyordu. José oturduğu sandalyeye biraz daha yayıldı ellerini bağladı ve kadına hafif tebessüm ile baktı.
Aslında ayakta durmuş kadını tek bir hareket ile yere serebilir ve gerektiği cezayı yani ölümü ona verebilirdi ama gerek duymuyordu nasılsa ölüm meleği ile konuşmayı o seçmişti ve tanrısı onunla kedi fare oyunu oynayacaktı. José üzerindeki elbiselere baktı, baktı ve konuşurken yine alaycı bir tavır ile “Affedersin sen daha önce terk ettiğim kadınlardan mısın?” cevabı beklemiyordu aslında bunun kadını daha sinirlendireceğini hatta öfke nöbetleri geçireceğini biliyordu buda José’un çok hoşuna gidecekti. En ihtiyacı olduğu zaman avları genelde karşısına çıkıyordu. Avlanmak için sarhoşlardan birini seçeceğine dükkân sahibesini öldürmek ona iyi gelecekti. Bakanlık onu arayacaktı yine bilindik en güçlü katillerden biri olacaktı, yaratık statüsü kazanmaları için bakanlığa çağırıldığı zaman öldürdüğü bakanlık görevlileri şimdi gözünün önüne geliyordu.
| |
| | | | Kaderin Sesi | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|