|
|
| Zevk Oyunları | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Claudia Johannes Varjus Vampir Kontesi
Kayıt tarihi : 14/08/10 Mesaj Sayısı : 312 Mücadele Tarafı : id RP Sevgilisi : Blood of my blood, RàzìèL StormFury
| Konu: Zevk Oyunları Ptsi 27 Ara. 2010, 22:03 | |
| Güzel düş. Bir ışıkla söner. Sihir tende gezinir. Gecenin kızı göklere değin uzanan kirpikleri ile gözlerini kırpıştırır. Uyanmıştır.
Claudia bedenini bir kalkan gibi sarmış güç timsali kola dokundu. Hafifçe gevşeyen kaslardan yararlanarak kendini koruyana döndü. Çok güzeldi! Biryerlerin ardında düşen ışık kaynağının son pırıltıları saçlara düşüyor, sarı denen renge hayat veriyordu. Beyaz tenleri solgun gösteren bu renk bu adama tüm canlılığını sunuyor, renkler bile o çarpıcı gözlere diz çöküyordu. Uzun parmaklarıyla adamın yüzüne dokundu. Claudia her gecenin başında gözlerinin yanılgısına düştüğüne inanıp, dokunmadan aitliğine inanmıyordu. Onundu. Ona aitti bu kusursuz kelimesine gereksinim duyuran. Yalnız kendisine sevgiyle bakan bu gözlerin değerini biliyordu. Kırılmasından çekiniyormuş gibi dokundu tene. Parmakları bir kelebek gibi hareketleniyordu. Sanki hiç konmuyordu.
Yatağın neden olduğu mesafe bile acı vericiydi. Aşkında öyle büyük bir tutku vardı ki temastan farklı bir oluş yaşanamazdı. Irkının hızıyla eşinin karnına oturdu. Düz ve kaslı dokuyu keskin duyu organlarıyla olduğu gibi hissedebiliyordu. Saçlarının yüzüne dökülmesine aldırmadan eğilip dudaklarının olması gereken yere yöneldi. Hayır, sevgilisini öpmedi. Dudakları yalnız bir an ipeksi bir dokunuşla "değdi.". İçini kıvrandıran yaptığı değil yapmadığıydı. Henüz hiçbir gıdıklayıcı hareket yapmamıştı lakin istiyordu. Kontun isteği yine gözlerinden okunuyordu. Şeytanca gülümsedi. Nefesini soluduğu yerden yavaşça ve zevkle çekildi. Aynı yavaşlıkla bulunduğu yerden kayıp dudaklarını vücudun en sıcak bölgesine getirdi. Belki vampirlerin boynu tüm bedenlerinin ısısından farklı değildi, ancak iç içe geçmiş daireler gibi yanılsardı duyular. Kandırılması pek zor hislerini kendisi şaşırtıyordu bu bölgede. Şımartıyordu. Vampirlerde bile kan dolaşımının basınçla olduğu şah damara yaklaştı. Irkının en büyük güven belirtisiydi boynunu iki sivri dişe sunmak. Güveni boşa çıkarmayıp tüy gibi öpüşünü buraya uyguladı. Kontun bundan hoşlandığını biliyordu. Aralarındaki küçük oyunu sürdürmek amacıyla serin bedenin üzerinde kalkıp hızla kaçtı.
Odanın karşı köşesindeki kadife koltuğa oturup bacak bacak üzerine attı. Hemen önündeki yuvarlak sehpadaki şarap kadehini eline aldı. Artık simgeleşen şarap, kan benzetmesi kristal kadehin içinde teşbihden çıkıyordu. İstekli bir bedenden çıkmış tatlı insani sıvı, olması gereken yerde kalmadığı için soğumuştu. Özünü oluşturan elementi yüzyılların alışkanlığı ile aurasının dışına yansıttı. Parmaklarını saran alevleri camı kırmayacak mesafeyi koruyarak, kadehin altında gezdirdi. Kanın bu ısıdan etkilendiğini biliyordu. Soğuk kandan nefret ederdi ve bir kontes de zaten bundan fazlasını hak ederdi. Büyük bir odaklanmayla yaptığı işi tamamladı ve bu denli zamanı anlık bir zevk uğruna harcadığını bir dikişle kanıtladı. Kanın bile ısıtamayacağı gözlerini keskin bir aşkla kocasına çevirdi.
"Karına hiç iyi bakmıyorsun kont. Açım ve gerçekten sıkılıyorum." Tıkılıp kaldığını hissettiği bu otel odasının penceresinden öteye çevirdi gözlerini. Lenin meydanı gece hareketliliğini giyiyordu. | |
| | | RàzìèL StormFury Vampir Kontu
Kayıt tarihi : 03/10/09 Mesaj Sayısı : 360 Mücadele Tarafı : Countess RP Sevgilisi : My unholy blessing, Claudia Johannes Varjus
| Konu: Geri: Zevk Oyunları Cuma 31 Ara. 2010, 13:15 | |
| Karısıyla oynadığı oyunlar ona insanlığını hatırlatan son kırıntılardı. Değerlisiydi Claudia, su gibi saf görüntüsü her ne kadar doğru olmasada gecenin efendisi bu görüntüyü gerçek yapabiliyordu. Eşsiz bir bağ vardı kont ve kontesi bağlayan, adı aşktı, tutkuydu ve adı konmayan daha, çok daha fazlasıydı. Karısına bakışlarının anlamını göstermekten hiç çekinmemişti kont, düşüncelerini açmaktan asla vazgeçmemişti, bir karşılık olarak mı ortaya çıkıyordu bilinmez şımarık bir kıza dönüşürdü asil kontes yanında, Josephine oluverirdi birden. Mutluydu onunla ve önemli olanda buydu. Karısının hareketleri bedenini harekete geçirmişti ölü bir beden oluşu onun bir erkek oluşunu değiştirmiyordu değil mi ama? Hafifçe doğruldu ve yüzüne yerleştirdiği sinsi gülümsemeyle karısına olabildiğince yavaş şekilde yaklaşmaya koyuldu, biliyordu buda karısını çıldırtacaktı. Bir insan için normal fakat bir vampir için -özellikle kont ve kontes için- fazlasıyla yavaş olan hızıyla karısının yanına geldiğinde, amacına ulaştığını görüyor, gecenin asil kızı gözlerindekini saklayamıyordu. Bir eliyle karısının yüzünü yumuşak, adeta korkak hareketlerle okşarken, diğer eli de kadının yüzündeki ele taban tabana zıt bir kararlılıkla bacaklarında geziyordu. Göründüğü kadar narin olmadığını adı gibi bilse de yine de güzelliğine dokunurken içi gidiyor, korkmaktan kendini alamıyordu, dudaklar birbiriyle buluşmaktan çekinmeyecekti bu kez fakat kont anında kendini çekti. Kadının gözlerindeki şaşkınlığı gördüğündeyse, afacan bir çocuk edasıyla gülümseyip, yeniden kontesin dudaklarıyla bir olduğunda, bir kez daha kontes, kontuna hayat verdiğini kanıtlıyordu. Düşündü gecenin oğlu, ne yapmalıydı? Karısı oyunları severdi, öyleyse alıştıkları avların dışında bir oyun göstermeliydi ona. Yine de önce kendi kanından olanlar arasında en güçlüsü de olsa konteste bir vampirdi ve ihtiyaç duyduğu yaşam özünü almalıydı. Madem tanrıçası ona bir sitemde bulunmuştu, öyleyse sitemine kayıtsız kalmak pekte centilmen bir davranış olmazdı, üstelik hangi erkek, aşık olduğu kadının isteklerine kayıtsız kalabilirdi ki? Gücünü kullanmayı seviyordu karısı fakat biliyordu bu ona yetmemişti. Ne içtiği az miktarda kan nede kullandığı aura parçacığı onu tatmin etmemişti. Önce açlığı giderilmeli, sonra da kontun hediyesi sunulmalıydı güzelliğin anlam kazandığı varlığa.
"Eh, madem sitem ediyorsun açlığını biraz dindirelim değil mi? Nasıl bir eş karısını aç bırakır değil mi ama?"
Dilinden dökülen kelimelerde hala şehvet kırıntıları vardı fakat şimdilik bunun bir önemi yoktu. Sanki birşey arıyormuşçasına abartılı bir biçimde etrafına bakındı, sonra da olağanca hızıyla göğsüne attığı tırnakla göğsünden kanın bir kadının yürüyüşündeki zerafetle süzülmesine izin verdi. Bir yandan da bileğinden akıttığı kanı kadehe dolduruyordu. Biliyordu kont bakmamıştı ama karısı henüz ne olduğunu anladığı sırada yara kapanmıştı bile ve eğer parmağını bileğinden çekseydi kanı doldurması da olanaksızdı. Büyük bir ciddiyetle kocasını izleyen asalet timsaline kadehi uzattı. Karısına boynunu sunarken ikisi de biliyordu, kadeh yalnızca bir simgeydi... | |
| | | Claudia Johannes Varjus Vampir Kontesi
Kayıt tarihi : 14/08/10 Mesaj Sayısı : 312 Mücadele Tarafı : id RP Sevgilisi : Blood of my blood, RàzìèL StormFury
| Konu: Geri: Zevk Oyunları C.tesi 01 Ocak 2011, 23:54 | |
| İnsanların bir top çikolata ile kıyaslayabileceği zevki vermişti sonradan ısıtılmış, camdan içilmiş kan. Tek bir koca yudum tüm bardağı boşaltmıştı. Zevkle gözlerini diktiği kont resmi bir eda ile doğruldu yataktan. Tanrı'nın yaratırken kendini verdiği beden, saf ruha bakılarak yontulmuş hatlar... Hangi mahluk zavallı gözleriyle bakar ve yerlere kapanmazdı ki? İnsanlar parmaklarıyla gösterip "Bizim lanet olası kanımızla yaşıyorsunuz!" diyebilirlerdi. Johannes'in kalbi kesinlikle kontun devamlılığıyla atıyordu. İsteyen ukalalık yapabilirdi. Kont olmadan hiçbir kan ona yaşamı veremezdi. Kızların (!) en büyük kuralını çiğnemişti. "Asla kendinden güzel bir erkekle birlikte olma!"
Kont öyle yavaş ulaştı ki kendisine, acı çekti. Her adım bir başka ıstıraptı. Sonunda karşısında iken ancak su ile yaratılabilesi olan, doğruldu oturduğu yerden. Kont uzak bir öpücükle jübile verdiğinde kasıldı bedeni çığlık atmak istedi. Sahip olmak istiyordu! Zihni okunmuşçasına, bu mümkündü tabi, yeniden tenler buluştu. Yaşamdan değerli bu var oluş, aklını başından alıyordu. Kontla bir tabuta kilitlenseler kan bile umrunda olmazdı. Sonsuzluk ancak onunla kelime anlamını oluşturabilirdi. Hiçbir kalp atışı bu denli değerli olamazdı. Güneş yalnız ona kavuşmak için batıyordu. Teninin altında gezinen kural tanımamış ruhu her sihir özü ile ona dokunmak için çabalıyordu. Dudakları ayrılırken pek az görünen mesafe bile izler bıraktı. Kimileri takıntılı olduğunu idda ediyordu, aşıktı. Vampirlerin aşkı her duyguları gibi saldırgandı.
Sitemi konta ulaşmıştı. Can sıkıntısı farklı bir yoldaydı, tensellikle giderilemezdi. Raziel bunu da biliyordu elbet. Johannes bilmeden biliyordu belki. O hissetmeden hissediyordu. Ruh ikizinden bahsederler, canları cehenneme. İnsanlar asla anlayamayacağı şeyler hakkında konuşmamalılar. Küçük beyinli aciz yaratıklar! Alıp veremediği yoktur Johannes'in ama hiçbir varlık yemeğine değer vermez değil mi? Bir insanın bifteğini okşadığını gördünüz mü? Vampirleri yargılamayın.
"Eh, madem sitem ediyorsun açlığını biraz dindirelim değil mi? Nasıl bir eş karısını aç bırakır değil mi ama?" Tutku cam kırıkları gibi indi boğazından. Her dokunduğu dokuya batarak, titreterek tüm bedeni. Kelimeleri basite indirgeyebilirsiniz, lakin kont sesini varlığın ötesinde kullanır. Her bir kelime dokunmadan asılı kaldı havada, asla ulaşılamayacaktı. Tutkunun sebebi değil midir ulaşılmazlık? İşkence gibidir kontun sesi. Hem cenneti bedenin, hem cehenemi. Yandığı yerden yüzeye yaklaşır Johannes ani hareket gözlerinin takip edemeyeceği hızda değildir, lakin donar bakışları. Kan. Kont kendini kesmiştir. İçindeki medeniyeti aramak zorunda kalır. Johannes'i sabit tutan insanlığından kalan son kırıntılardır. Kont değersiz kanı barındırmış kristal kadehi alır, kanından numunelik damlalar akıtır. Gecenin oğlu önünde diz çöktüğünde defalarca oynanmış bu sahne titretir Johannes'i. Kont çok cömerttir. Uzatılan kadehi ibadet ediyormuşçasına bir resmiyetle alır ve bir dikişte bitirir. Kendisine asıl sunulan o saf damarlara bakar. Sadece bakabilir. Kutsal kan! Önünde diz çökmelidir. Lakin karşısındaki kontsa o da kontestir. Sevgilisine sıfatını göstermek istercesine doğrulur. Başını hafifçe yatırır Raziel'in, küçük bir dokunuşu yeterlidir. Damarları okşar, dişlerini hissedince doğal hızıyla tene saplar. Ah, kan... Öyle tatlı, öyle lezzetli, öyle, öylesine... İçtiği kan damarlarına zevk verir lakin vampir kanı doyurucu değildir. Kont da sıradan bir vampir değildir. Zevk güce karışır, güç zevke döner. Paradoks oluşumu kalbini hızlandırır. Aurası okşanır. Ruhunun tatlandığına kadar açıkça vurgulanır. Kutsal kan bedende hapse dayanamaz, tanecikler halinde yayılır. Johannes güç akışını boğazından bir inlemeyle karşılar. Tutamaz içinde, gözlerinde ateş olur yanar. Yaktığında içten içe kalbini nazikçe çeker dişlerini. Akıtmaz yere kutsal olanı, kedinin süte duyduğu sevgiyi gösterir. Dudaklarındaki kanı yalamaz, gösterinin büyük simgesidir. Kontun yüzünü görebileceği mesafeye çekilir, gözlerinde kötü ve saf düşünceler kol gezinir. Saçlarıyla oynar kontun, "Vampir kanı bana hayat vermez kont. Sıkıntımı ve açlığımı ancak bir insan giderir. Belki iki, belki üç..." Doyumsuz gözlerini dışarı çevirir. Ne istediğine işaret edermişçesine yeniden kontun gözlerine bakar, anlayış bulur. | |
| | | | Zevk Oyunları | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|