Fiendfyre
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hayalin Raksı

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Jynnte Vavien
Şarkıcı
Şarkıcı
Jynnte Vavien


Kayıt tarihi : 05/11/10
Mesaj Sayısı : 15
Mücadele Tarafı : Jesus Christ

Hayalin Raksı Empty
MesajKonu: Hayalin Raksı   Hayalin Raksı Icon_minitimePerş. 25 Kas. 2010, 22:04

Bazı şeyler vardır, yapmadığında kesik kalır, yaptıktan sonra ona düşkünlüğünü kabullenemezsin. Yaptığın zaman güzelleşir, sarhoş olur, yapmadığında adımların seyrelir. Jynnte hep güzel, hep sarhoş.
Mikrofonun soğukluğuna beş on saniye dudaklarını dayarken bile zevklenirken, şarkılarda mest oluyor bu kadın. Daha kızken kadın gibi verdiği kararlarını şarkılarıyla dolan kulağıyla siliyor düşüncesinden. Oluyor diyorum da, bu kadın farkında bile değilken, fazla bilmiş kalıyorum.
Dudaklarını çekti metalden, etrafta hareketlilik yokken iyi de, yere inmiş gözleri etrafta dolanan ayaklara takıldı mı çekiliveriyordu küçük zevki. Küçük bir mekan güzel jestlerin, kapılara vurup geri gelen sonatların, küçük ağızdan çıkan kadife sesin eviydi. Küçük ağzı kıvrıldı, gözleri yerden boş kalkarken, kalabalığın hizasına geldiğinde aniden parladı, bu mekanın güzelliği gelenlerin caymazlığı, istikrarı, sahnedekilerin kabiliyetleri ve tazelikleriyle vardı. Açtı ağzını, küçüklüğüyle çıkardığı sesi, örttü bir anda herkesi, örttü kulakları. Sözcüklerin anlamı değil, aldığı ton prenses oldu. Hiç kimse eşlik ederek bastırmadı, ört pas etmeye cürret edemedi, istemedi de. “…pourtant quelqu'un m'a dit que... “ dediğinde, göğüslerini dolduran nefesi bıraktı. Amerika sınırlarını teptiğinden beri Paris’teydi. Farklı yerlerinde farklı kılıklarda, ama her zaman zaaflarıyla kaldı. Bencilliğini hayatını yürütürken yürüttü, onunla yürüttü, ona göre koydu sınırları, kaldırdı. Sesinin şarkılarla birbirini tamamlamasındaki tek bir pürüz olacak diye, Fransızca’yı anadiline çevirdi, aksanını kırdı. Artık sesini ortaya koyduğunda da başka bir dile ortak olmuyor, kendisini değilse bile sesine başka bir dünya yaratıyor bu kadın, başka bir uyruktan elbise çiziyor. Son şarkısı da kulaklarda tazeliğini yitirdiği zaman, barda sıcak şarap içiyordu, düzdü, sadece ses telleri içindi, sevdiğinden değil, Fransa’ya uygun durması için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anaxilasis Välimanen
Büyüceşûra Hâkimi
Büyüceşûra Hâkimi
Anaxilasis Välimanen


Kayıt tarihi : 08/11/10
Mesaj Sayısı : 26
Mücadele Tarafı : Finlandiya

Hayalin Raksı Empty
MesajKonu: Geri: Hayalin Raksı   Hayalin Raksı Icon_minitimeCuma 26 Kas. 2010, 19:06

Gökyüzü senin olsun. Hiçbir nüktem yok bu bağlamda.

Bulutların aralıkları vardı. Gri gök güneşi gizliyordu. Ortada parım parım parıldayan güneş olmazsa bulutların özünü görürsünüz. Anaxilasis bayılır bu özgünlüğe. Makyajsız bir kadınmışçasına şaşırır bulutlar. Boyanmamak özgüveni mi açığa çıkarır, sizi berbat mı gösterir? Çelişki dengeyi sarsar. Lakin endişe yok, Anaxilasis kefenin yerini biliyor. Doğrusunu.

Yoğun bir tempo. Zilyonlarca dava, bir masanın kaldırabileceğinden epeyce fazla dosya. Eksiltili kişiliği içinde gidip geldiği konular. İdealist hakim arada bir yaşını hatırlar. İçi geçmemiştir. Onun unu eleğe bile dökülmememiştir. Elerken bile bir dansla olacaktır bu. Ahenkse, popüler müzik. Mevsimlerden yaz. Yegane bir gri gök bulmuşken tadını çıkarmalı. Yağmur beklemiyor, akıllıdır. Belki Londra'amsı hava evine göndermedir bilinçaltının yaptığı. İçi kıpır kıpır. Enerjisini hayattan alır. Yüksek topuklularının üzerinde bir raks havası döner. Yürümek bile ritimlidir ve sanat kaygısı taşır. Saçları zihninden yayılan müzikle savrulur. Kolunda bir kasa kağıt değil, mini mini Chanel vardır.

Bir şey arıyorum ama ne? Bir tat... Böyle damağımda adı, dilimin ucunda tadı. Bedenim kıvrılmayı bekler. Yarım kalmış bir figür sanki. Kulaklarımda bir tını. Duyamadığım şarkıyı arıyorum. Paris biçilmiş kaftan. Atarım ben de omzuma. Ne de güzel durdu ayakkabılarımla.

Ah, hayat... Döner "La Tour Eiffel" bahçesinde. Gözlerin ışıldasın. Işıklandırma budur bebeğim, Fransızlar bu işi biliyorlar.

“…pourtant quelqu'un m'a dit que... “ Yeminim olursun! O ne saf sestir?! Tını katkısız. Tutamam kendimi bir tam tur mecburiyet olur. Özümü hissettim. Nereden bu tanıdıklık? Dilimin ucu zevklenir arandığı tatla. Adı! Duyumdaki tını. Yarım figürümü sese ulaşarak tamamlarım ancak. Kelimelerim yönümü vermiştir aslında. "Hayat." der iken niçin dikkatli değildim? Barın adına da bakın! Bir an daha duramayacağım önünde, lezzetime kavuşmalıyım.

Kapının basamağı düğmedir sanki, Anaxilasis girer girmez kapanır sahne ışıkları, alkışlar patlar, şarkının son notası teşekkürler sunar. Sesin sahibini göremez; hayalkırıklığı alır, yürütür başı eğik. Kim o? Kim, kim? Soru işaretlerini tezgahı silmekte olan barmene gösterir. "Alkışlara boğulan sesin sahibi kimdir?" Barmeni duyamaz barların bilindik gürültüsünde. Ancak parmağının doğrultusuna yönelir. Kalabalığı açar. Barın sonunda, son mini yuvarlak yüksek taburededir. O'dur! Biliyor, çünkü hatırladığı sestir, gerçekten odur. İmkansız denilen, ulaşmasına imkan verilmeyendir.

Ah biricik dostum.

Anaxilasis hızla geçmişinin prensesine atıldı. Ona vardığında kibarca yanındaki tabureye oturdu. Ergenliklerinin ilk yıllarında dans ettikleri şarkıydı söylenmiş olan. Quelqu’un M’a Dit. Bir kolunu bara yaslayıp o mükemmel surete seslendi, tamamladı şarkıyı.

"Que tu m'aimais encore
C'est quelqu'un qui m'a dit que tu m'aimais encore
Serait-ce possible alors?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jynnte Vavien
Şarkıcı
Şarkıcı
Jynnte Vavien


Kayıt tarihi : 05/11/10
Mesaj Sayısı : 15
Mücadele Tarafı : Jesus Christ

Hayalin Raksı Empty
MesajKonu: Geri: Hayalin Raksı   Hayalin Raksı Icon_minitimeCuma 26 Kas. 2010, 22:31

Kadın için alakasız, Jnnyte için dünyasını sığdırdığı Amerika’da birbirlerini tanımışlardı. Kadının riyakarlık yapabildiği, Jynnte’in dizini doğrultamadığı yıllarda. Bazı şeylerin tepeüstü olmaktan çok uzak olduğu, Jynnte için eğik boyunlu yıllarda. Harika yılları küçültse ya da yok saysa bile bu kadının değerini karakteristik dudaklarından, anlamsız bakamayan bakışlarından anlayabilirdi. Söylemek istediği şarkılar bir değer, bir insan temsil ettiğinden değildi, ama bu gece tesadüfün boyunu aşan bu şarkının üzerine gelmişti, kadın. Aklıma gelmişken, geçmişinin kovalamasına illet olan, sinik, sergüzeşt tipleri hiçbir hayalgücünde benimseyemedik. O yüzden Jynnte ince belini aniden kıvırdı ve kollarını içinden taşan istekle doladı kadına. Çok tanıdık bir şeyleri göğsünde hissederken, şarkı söyleyip söylemediğine emin olamadı. Aynı hisleri veren eylemleri ayırt ederken hep problem yaşayan bu kadın, kollarını sıkıca bağlamışken kendisinin ayırdında değildi. Kolları ağrana kadar, belindeki el güçten düşene kadar gözüne düşen saatler, günler hep bu kadınlaydı. Pislikten uzak, mahrubiyet sahibi günler. Farketti, sarılması özlemden çok, içine sokmak, yılların anca sağlamış olduğu bütünlüğü, bir anda sağlamak istemesindendi. Sabırsızlığından, dudaklarına gelen titremeden. Kollarını yorulup da düşünce, acemi bir sırıtış vardı suratında, durduramadığı ve büyüyen bir sırıtma. Yüzünü güneşe dönmüş de, gözlerine güneşi almış Jynnte, kadın verivermiş aniden hepsini. Meğer ne sinik, ne dram yüklüymüş küçüklüğünden kadınlık taslayan kısa saçlı dişi. Şimdi mutluluğun ölçütü, huzurun, hazzın dozu tamamen değişmiş, allak bullak olmuş bir tablomuz vardı. Ve Jynnte dedi , “Ciddi misin burda olduğuna? Şaşkınım, zaman ver.” Gülerek. Güldü ve çevirdi kafasını öte yana. Hala bardaydı, bi önceki baktığından daha tenha bir manzara vardı bu sefer ama hala gerçekteydi, totem yapmasa kabul edemeyecekmiş gibi sıyırmış saydı kendisini, bu sefer sorumluluğu kendinden çıkardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anaxilasis Välimanen
Büyüceşûra Hâkimi
Büyüceşûra Hâkimi
Anaxilasis Välimanen


Kayıt tarihi : 08/11/10
Mesaj Sayısı : 26
Mücadele Tarafı : Finlandiya

Hayalin Raksı Empty
MesajKonu: Geri: Hayalin Raksı   Hayalin Raksı Icon_minitimePtsi 29 Kas. 2010, 20:24

Sevgili dostum, Tanrı seni korusun.

İçinde büyüyen anılar topuna sevgiyle baktı. Her delilik, bütün düşler, yapıtaşları el ele dizilmiş hayaller. Bekarete veda, ilk kalp yanışları, ağlanacak kucak. Güvendiği tek fener. Hayatta sırtını dayadığı yegane güzellik. Biricik kızkardeş görülen. Her şeyi, Anaxilasis'in her şeyi. Babası ölünceye dek, sonsuz birliğe yemin etmiş olduğu.

Şimdi kanayan parmaklar üst üste geliyordu. Kızlar okulun kapısından el ele giriyordu. Aynı oğlana aşık olup, aynı anda vazgeçiyorlardı. Biri partiye gidemediği için ağlıyor, diğeri gece elbisesiyle onun yanında kalıyordu. Sırrın uzaklığı hiç varolmamıştı. Soğuk bir alana asla varmamışlardı. Farklı milletlerin, farklı dillerin iç içeliği; kültürlerin ikizleşmesi. Doğmamış olan karındaş olması gerekenin özlemi sönüyor. İki sarışın zekalarını aynı sınavla kanıtlıyor. Aynı anda başları kalkıyor, kelimeler aynı anda düşüyor dudaklardan. Hipotalamusun aynı dizilişi. Tanrı'nın insana en büyük armağanı, ikiz ruhun kesişmesi.

Yılların ağırlığı var arada nasıl atılır bedenler? Biraz suçluluk. Anaxilasis kaçmıştır geçmişten. Ayıklayamamış iyileri, kurtaramamış. Tamamını silmiş acıtanları. O evi hayale yasaklamış. Katı kaideleri imzalamış. Rüyaları yasaklamış. Bin olmuş değişen adresi. Birinde kopmuş mektup üstü yazıları. Hata oranı Anaxilasis'te büyük. 'Anla' diyor bakışları. 'Affet beni'. Lakin onsuz olmamış sanki. Hayatının katmanları sıyrılmış. Daha genç bir oğlanda kalmış aklı, paylaşmalı ki gelmiş ona. Sankileri kocamanlaşırken karşısındaki tebessüm hatırlatıyor ona Jynnte'in kimin nesi olduğunu. Bir kalıp düşüyor aklına, "İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur."

Korla ayrılmış canlar bir başka ateşle buluşuyordu. Tutkuyla. Bir şişe şarap gibi yıllandıkça tatlanmıştı gözden ırakta dostluk. Henüz bir gün önce eller bırakılmış gibi. Yaşları tutamadı Anaxilasis bir an daha. Baran-ı elmas oldu tende. Boynuna sarılan güçlü, mutluluk dolu kolları ülkesine dönen mülteciymişçesine kabul ettti. Güldü yaşlar düşerken. İnce, narin bele öyle sıkı sarıldı ki. Bir an gevşese elleri, sıvılaşıp akacaktı sanki karşısındaki. Kahkahaları içe içe geçti bir çeşit denklem gibi. Birbirlerine yeniden bakmak için ayrıldığında yek olmuş vücudları, sildi hemen yaşları.

“Ciddi misin burda olduğuna? Şaşkınım, zaman ver.” Başını salladı deli gibi. Yeniden o ergen kız oluvermişti işte. Ellerini tuttu içini dışını bilenin. Sıktı hissin kaidesi gibi.
"Yemin ederim hislerim bağırdı seni bana! 'Orda' dedi, 'onu ara'. Ah Angelic nasıl da hayallerimizin bile çekemediği hatun olmuşsun!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hayalin Raksı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fiendfyre :: Yerleşim Merkezleri :: Paris :: Life&La Mort Bar-
Buraya geçin: