Fiendfyre
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Jared Adrian

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Jared Adrian Harvey
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf



Gerçek Adı : Altan
Kayıt tarihi : 02/11/10
Mesaj Sayısı : 3
Mücadele Tarafı : Karanlık
Belirgin Özellikleri : Bencillik ve Sen :l
RP Sevgilisi : Sen dedim ya oıo

Jared Adrian Empty
MesajKonu: Jared Adrian   Jared Adrian Icon_minitimeSalı 02 Kas. 2010, 20:43

Oyuncunun Adı:Altan
Oyuncunun RP Deneyimi:2 Yıl
İstenilen Sınıf:V. sınıf ve üstü sınıflar
Karakterin Tam Adı ve Soyadı:Jared Adrian Harvey
Karakteristik Özellikleri:Yolunu kaybetmiş ve kendini arama çabasında olan biridir. Şefkat ve acımama duyguları bir savaş gibidir içinde. Çok kötü biri değildir. Ancak çoğu zaman kötülük yapmayı sever. En belirgin özelliklerinden birisi bencilliğidir. İnsanları işine yarayacağı kadar kullanır, sömürür ve atar. Bazen kendisinin bu kadar kötü olmaması gerektiğini düşünse bile çevresinde olanlar, ona ve ailesine yapılanlar daima aklına gelir. Bu nedenle yolunu çoktan çizmiştir. Sevgisini pek belli edemez. Sevdiği kişilerle uğraşarak, onlarla konuşarak sevdiğini belli edebilir belkide. Ancak karşıdakinin anlayışına kalmış. Kendisine kötülük yapılmasını sevmez. Tabi sadece kendisine. Karşıdakine istediği kötülüğü yapabilir ancak kendisine yapılan haksızlıklara, yapılan kötülüklere asla karşılıksız kalmaz. Dik başlıdır. Aynı zamanda tam bir öğretmen yalakasıdır. Arkadaşları onun kötü olduğunu, onları kullanıp attıktan sonra anlar.
Sevdikleri:Güzel kızlar
Zorlu sınavlar
Profesyonel büyü dersleri
Düellolar
Vahşi belgeseller
Mükemmeliyet
Vampirler

Sevmedikleri:Ezikler
Kendisinden daha yakışıklı çocuklar
Popülerler
Kalori
Cıvıklık
Aşırı samimiyet
Gürültü
Anlatıma dayalı, uygulamasız dersler
Sesi çıkmayan, pısırık profesörler
Aptal fantastik yaratıklar

Örnek Rol Oyunu;


Yine arabaların rahatsız edici derecede çıkardığı korna sesleri, insanların ayakkabılarının topuklarının çıkardığı o ses, kendisine bakılan tuhaf bakışlar, binaların yarı kesimini kaplayan ışık, yarısını kaplayan karanlık ve tenha köşeleri barındıran yine banel şehir. Ancak bu sefer kendisini takip edilme hissine kaptırmıştı. Sanki bir rüya görür gibi insanların yürürken arkalarında bıraktığı izleri görüyor, insanların gölgelerinin kalıp bedeninin devam ettiğini görüyordu. Biraz daha devam ettikçe bir fırtınaya dönen çiğler, kar olmaya başlamıştı. Kahverengi paltosunun düğmelerinin olduğu yerin kenarlarına düşen karlar çok dikkat çekiyordu. Jared, daha da ilerledikçe farklı bir şey görmek istiyordu belkide. Biraz daha devam ettiğinde bir şey gördü. Evet! Belki de o, bilmediği fakat durmadan aradığı maceraydı belki de. Biraz daha ilerledikçe bir adamın cübbesinin içine aldığı kadına bir şeyler yaptığını görüyordu Jared. Tamamen yakınına gittiğinde bir vampir olduğunu fark etti. Ancak bu sadece vampir değildi. Vampirlerdi. Gözleriyle dikkatlice binaların tepesine baktı Jared. O avlanan vampiri inceleyen onlarca vampir grubuydu bu. Avlanma vakitleri miydi bu? Jared'ın artık aklı gölgeleri, yağan karı düşünemeyecek kadar karışmıştı. Aslında karışmamıştı. Bu hızlı atan kalbinin korkudan ne yapacağını bilmeyen karışık bir duyguydu belkide. Hemen adımlarını yavaşlatıp olduğu yerde durdu ve hiç vakit kaybetmeden arkasını döndü. Ensesinde bir nefes hissetti. Hemen arkasına döndüğünde kimse yoktu. Kalbi artık delicesine çarpıyordu. Hiç korkmadığını sansa da gerçekten de korkuyormuş. Adımlarını hızlandırdı, hızlandırdı... Çok geçmeden hemen önüne şimşek hızında bir adam geçmişti. Bunun bir vampir olduğunu anladı. Olduğu yerde kaldı ve vampirin o soluk tenine, parlayan sarı gözlerine dikkatlice baktı. Vampirin suratında ki sinsi gülümsemeyi hafızasına geçirmişti sanki. Elini yavaşça paltosunun cebine atmaya çalıştı ancak arkasından başka bir vampir elini tuttu. Jared kendi ekseni etrafında birkaç kez dönmeye başladı. Her bir dönüşte sanki bu vampirler çoğalıyordu. Artık hiçbir çıkış noktası olmayan bu ince daire yavaş yavaş daralıyordu. Onca vampire karşılık bir büyücünün karşı çıkması imkansızdı. Jared'ın kısa ancak acılı onca yılları burada son bulacaktı belkide. Aklından pişmanlıklarını, yaptıklarını geçirdi birden. Her zaman filmlerde izlediği o sıkıcı ama bir o kadar da anlamlı hayat filmi geçti gözlerinin önünden. Çok geçmeden vampirler gülmeye başlamıştı. Yavaş yavaş Jared'a doğru yaklaşıyordu. Artık Jared öldüğünü kabullenmişti. Gözlerini kapattı ve bir vampirin boynunu kaldırıp kanını emmesini bekledi. Ancak bu olmadı. Kulakları tırmalayan bir ses geldi. Bu ses, kurtuluşun sesi olabilirdi. Tahta kulübenin çatısından hırıltılı bir kükreme sesi ve ardından geçtiği yerleri yıkarak gelen bir kurt adamdı bu. Vampirler Jared'ı unutup kurt adama doğru bakmışlardı hepsi. Bütün vampirler Jared'ın önünde et duvarı oluşturmuşlardı. Ancak burada ters giden bir şey vardı. Vampirler birden Jared'a saldıracak iken neden birden neden onu korumaya almışlardı? Kurt adam gittikçe yaklaşıyordu. Vampirlerin korktuğunu hissedebiliyordu. Bu kargaşadan yararlanıp Jared hemen koşmaya başladı. Koştukça şehirden uzaklaşıp, ormanlığa doğru gidiyordu. Koştu ve koştu...

Yağan kar artık fırtına olmuştu. Jared sonunda küçük bacası tüten bir kulübe bulmuştu. Kapıyı çalmaya bile tenezzül etmeden bacağıyla sert bir vuruş yaparak ahşap kapıyı kırmıştı. İçeri hızlı bakışlarla süzmüştü ancak hiç kimseyi göremiyordu. Çok geçmeden çevresinde ki ağır eşyaları kapının önüne itmeye başlamıştı. Kısa sürede kapıya bir bariyer yapmıştı. Pencerenin kalın perdelerini örtmüştü. Kalp atışlarının ritminin azaldığını hissetti. Kendini güvende hissediyordu şimdi. Kulübe küçüktü. Şömine yanıyor ve bütün salonu ısıtmaya yetiyordu. Yavaşça şakaklarından akar ter boynuna doğru gidiyordu. Odanın sıcak olduğunu düşünerek cübbesini çıkartarak şöminenin karşısındaki sallanan ahşap sandalyeye fırlattı. Ardından bir ses duydu. Hemen kapıya doğru baktı ve perdeden dışarıda bir gölge olduğunu gördü. Kalp atışları yine hızlanıyordu. Ancak bunun bir insan fiziğine göre çok daha iri bir yaratık olduğunu gördü. Bu kurt adam onu kurtarmaya mı gelmişti yoksa diğer vampirler gibi avlamaya mı gelmişti? Çok geçmeden yanıldığını fark etti. Kurt adam değil, kurt adam topluluğuydu bu yine. Ardından hızlı adımlarla kapıya vurmaya başlamışlardı. Jared hemen şöminenin yanında ki odaya girdi. Kapıyı kapattı ve kilitledi. Anahtarı üzerinden çıkartarak hemen yanında bulunan aynalı masaya koydu anahtarı. Çevresini gözetledi ve bir tane büyük yatak, henüz düzenlenmemiş ve yastık daha bozuktu. Yatağı sürüklemeye çalıştı ancak gücü yetmiyordu. Artık büyüye başvuracaktı. Cebini yokladı ancak asanın cebinde olmadığını hissetti. Tam kapıyı açacakken dış kapının kırıldığını hissetti. Kurt adamlar içeriye girebilmişlerdi. Eliyle ağzını kapatarak nefesini olabildiğince sessiz almaya çalışıyordu. Biraz geçtikten sonra ses gitmişti. Tam elini ağzından çekti ve rahat nefes alacaktı ki hemen kapıdan çıkan tüylü, tırnakları uzun bir el kapıyı kırmıştı. Jared'ı boğazından tutmuş olan bu el, sıkıca Jared'ı kapıya doğru çekiyordu. Diğer kurt adam ise kapıyı kırmaya çalışıyor, aynı zamanda Jared boğazını kavramış olan bu elden kurtulmaya çalışıyordu. Çevresine acıyla bakındı ve hemen yanında ki aynalı masanın üzerinde küflenmiş bir makas olduğunu gördü. Jared kendini makasa doğru yönelttikçe boğazında ki el daha çok sıkıyor, nefes almasını önlüyordu. Kendisini biraz zorladıktan sonra makası aldı ve boğazında ki ele sapladı. El çekilmişti ancak çekilirken tırnaklarıyla Jared'ın boğazını kesmişti. Eliyle boğazını yoklayarak kanadığını fark etti. Hemen aynaya bakarak boğazında dört tane tırnak izi çıktığını gördü. Elinde ki makası kırılmış olan kapının içine sokmuş olan kurt adamın kapı kolunu çevirmeye çalıştığını gördü. Makası aldı ve hızlıca kurt adamın eline doğru sapladı. Saplamasıyla gelen bir çığlıkla hemen geri çekildi. Pencerenin perdesini çekti ve tam arkasında ki sandalyeyi alıp camı kıracak iken bir ağlama sesi duydu. Yavaşladı ve arkasını döndü. Dolabın içinde birinin olduğunu fark etti. Bu ağlama sesi, küçük bir kızın sesine benziyordu. Yavaşça dolaba doğru ilerledi ve dolabın kapağını açarak geri yöneldi. Yere oturmuş, elleriyle başını koruyan küçük bir kız çocuğuydu bu. Üstünde ki elbise yırtılmış ve pislenmişti. Eliyle hemen kızın elini tutmaya çalışmıştı ki kız birden gülmeye başlamıştı. Jared elini çekti ve kafasını sağa doğru çevirerek kızın neden güldüğünü anlamaya çalışıyordu. Kız birden gülmeyi kesti ve başını yavaşça kaldırdı. O parlak gözleriyle Jared'a baktı ve dudağını sağa doğru kaldırdı. O masum bir kız değil, küçük bir vampir kızdı. Sinsi gülümsemesinden bir tuzak olduğunu hissedebiliyordu. Kız yerden kalkarak iki elini yana aldı. Jared tırnaklarının uzunluğunu fark etti. Bu küçük vampir kızın tırnakları o kadar uzundu ki, Jared'ı bir hamlede yere serebilecek, hatta öldürebilecek derecede uzundu. Kız bağırmaya başlayarak Jared'a doğru koşmaya başladı. Jared hemen dönerek cama doğru koşmaya başladı. Koşarak zıpladı ve eliyle başını korudu. Kırılan camdan dışarı doğru takla atarak çıktı ve arkasına doğru baktı. Kurt adamların içeri girebildiğini gördü ve bir kurt adamın kızı parçaladığını, diğerlerinin ise kendisinin peşinden geldiğini fark etti. Hiç olmadığı kadar hızlı koşarak şehrin yolunu tutmuştu. Artık hiçbir şey hissetmiyordu. Hissedebildiği tek şey, yaşama arzusuydu. Bir kurt adamın kendisine yaklaştığını gördü. Kurt adam pençesini kaldırdı ve bir hamle yaptı. Bu hamle Jared'ın tam sırtına gelmişti. Jared birden tökezleyerek sırtında ki acıyı bastırmaya çalıştı ve koşmaya devam etti. Yola çıktı ve tekrar o arabaların önüne geldiğini fark etti. Arabaların ani frenleri ve durmadan çalan kornaları Jared'ı bu sefer rahatlatıyordu. Jared bu sefer bir kamyonun kornasını fark etti. Arkasını döndü ve kamyonun koca farlarının yaklaştığını fark etti. Elleriyle başını koruyarak ölümünü bekledi. Bu sefer öleceğinden emindi. Kamyon son bir korna çalarak gelmişti ki üstüne birinin atladığını fark etti. Yoldan çıkarak kaldırımın üstüne düşmüşlerdi. Üstünde ki adam Jared'a bakarak ;
" Hey dostum senin problemin ne ha? Ölmek mi istiyorsun? " dedi Jared'a bakarak. Jared o anda kalbinin ani çarpışlarını hissedebiliyordu. Alık alık adamın suratına bakıyordu. Birden elinde ki bıçağı fark etti. Bıçağı alarak adamın boğazına sapladı. Akan kanlar kaldırımdan lağama doğru akıyordu ki Jared bunu neden yaptığını anlamamıştı? O anda hiçbir şey anlamıyordu. Hiçbir şey olmamış gibi ellerini cebine attı ve yürümeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka


Kayıt tarihi : 22/06/10
Mesaj Sayısı : 123
Mücadele Tarafı : Hogwarts.

Jared Adrian Empty
MesajKonu: Geri: Jared Adrian   Jared Adrian Icon_minitimeÇarş. 03 Kas. 2010, 00:53

VI. Sınıf, Ravenclaw.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Jared Adrian
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fiendfyre :: Karakter Yönetme Merkezi :: İlk Adım :: Seçmen Şapka-
Buraya geçin: