Lilith Spreuthe Gryffindor V. Sınıf
Gerçek Adı : Çikolata. Kayıt tarihi : 26/10/10 Mesaj Sayısı : 49 Mücadele Tarafı : Carlie.
| Konu: Spreuthe, Lilith. Salı 26 Ekim 2010, 19:42 | |
| İpek. 2 yıl. V. Sınıf. Lilith Spreuthe. İnatçı, cesur, sadık, soğukkanlı, mükemmeliyetçi ve özgürlüğüne düşkün. Müzik, film, kitaplar ve çikolata. Burnu havada ve mutlu olmayı bilmeyen insanlar, korkaklar, yüzsüzler - Spoiler:
Kasvet kaplamıştı dört bir yanını. Perdeler sımsıkı örtülmüş, kapı üzerine kilitlenmişti. Gizli kalan bir şeyi varmış gibi. Toz zerrecikleri odanın her yerinde boy gösterirken, en ufak bir yaşama belirtisi olmadığından boy ölçüşemiyorlardı, hava sıcaktı. Astım hastası bir kimse bu havasız odada en fazla on altı saniye durabilirdi, on yedincide elvedalanırdı hayat tarafından. Bu iğrenç yerde kim; nasıl yaşayabiliyordu? Ne akla hizmet varlığını sürdürüyordu. Öncelikle, burası neydi? Adeta girilmesi yasak bir mahzen gibiydi, değildi. Birazdan görülenler hissedilenlere denk düşmeyecekti; hem de hiç. Bir ses duyuldu, zihne gelen bir çok görüntüden fazla bu, yorgan sesine eşti. Biri bu iğrenç odada hayallere mi dalmıştı? Öyle olmalıydı. Şimdi de bir tıkırtı, sanki iki tahtanın birbirine olan kısa sürelik bir teması gibiydi. Ufak bir ışık ve oda apaydınlık. Bir kadın elinde asa, saçları dağılmış bir şekilde yatağından iniyordu. Odanın içini şimdi daha iyi inceleyebilirdiniz. Kokusu hissedilen toz yığını neredeydi? Zihin, bize oyun mu oynamıştı? Öyle olmalıydı. Bu narin bayanın düşünülen yerde konaklamasına imkân yoktu. Hıh, kesinlikle öyleydi. Bayan elindeki asayı hafif bir bilek hareketiyle yatağına yöneltti, yorgan kendi kendine katlandı ve görünmez eller tarafından düzeltildi. Perdeler ardına kadar açılmış, güneşli bir gün onları selamlamıştı. Dışarıdaki deniz manzarası mükemmel bir günü simgeliyordu. Deniz manzarası mı? Zindanda mı? Bu da büyücülüğün gizemli tarafından biriydi. Aklınızda bulunsun; yer altındaki güzellikler, yer üstündekilerle eş değildir. Açık tenli bayan gerindi ve üzerindekileri bir kenara fırlatarak normal haline bürünüverdi. Üzerindeki kumaş gri renkteki pantolonu beyaz ve ilginç yakalı gömleği tamamlıyordu. Cüppesinin içindekiler onu ilgilendirmezdi, kapkara Hogwarts armalı cüppeydi onun ilgisini çeken. Terlemek de istemiyordu, zamanı gelince atabilirdi onu omuzlarının üzerine. Ortak Salon’a, karnını doyurmak için çıkmadan önce odasına bir göz attı, gerçekten ilk düşünülenler gibi değildi. Bir kere, her şey yerlerine o kadar mükemmel bir şekilde istiflenmişti ki... Öyle ya da böyle, odayı yerleştiren kişinin iyi bir göz zevki olduğu her halden belliydi. Odanın kilidi hafif bir tik sesiyle, kadına açılırken ardından daha kuvvetli bir sesle ona kitlendi. Zindanın kokusunu içine çektikten sonra, dans eden merdivenlerle güzel şölene doğru yol aldı.
Her ne kadar bir bayan olsa da, yemek onun vazgeçilmeziydi. Yemek yemeye küçüklüğünden beri bayılırdı. Küçükken, küçücük bir büyücüyken dünyayı gezip yeni tatlar aramak istiyordu; belki de aklının ufak bir köşesinde bu hayali gerçekleştirmek arzusu büyüyordur. Kim bilebilir? Lilith, neredeyse bir saatlik kahvaltısını, az önce tırmandığı merdivenleri inmekle sonlandırdı. Genç bir profesördü, en azından yüz yıl öncesine dönülecek olunursa en genciydi. Onun yaşında Hogwarts Büyücülük Okulu’na alınan çok nadir büyücüler vardı. Şimdi ise, zekânın verdiği ödülle; yaşıtlarıyla çalışmaktaydı. Tek sorunları ise daha gün yüzüne çıkmamış; kültür, zekâ ve taraf farklarıydı. Yeni geldiği okulda kimse Bayan Asjuëd hakkında bir bilgi birikimine sahip değildi, yetkili dışında. Ne kimse onun sıfatını biliyordu ne de geçmişinde yaşadıklarını. Yaşını bilen bile yoktu. Dışarıdan tahmin edilmesi oldukça kolay bir yaş diliminde olmasına rağmen; söylemiyordu kimselere. Niye inansınlar ki zaten? O, bin bir çeşit şeyi karıştırıp kazanında bin bir çeşit formül(!) buluyordu belki de, kim inanacaktı? Dünyayı yerinden oynatacak şeyler yaratabilirdi, kim inanacaktı? Zor bir meslekteydi, hem de çok zor. Kapı açıldı ve düşünceler kazanın en dibine atıldı.
“Merhaba küçük baylar, küçük bayanlar.” Dramatik bir giriş yapmak istememişti, heyecanı onu ele verdi. Zindan kapısını açar açmaz bu sözleri sarf etmesi; herkesin yüreğini hoplatmışa benziyordu. O ise hemen tezgahının başına doğru ilerledi. Küçük kelimesini kullanmıştı, onlar evet... Lilith’ten küçüktü. Bu sıfatı sahiplenmek istediklerini sanmıyordu; ancak eğlenceliydi. İlk dersiydi, kimin onun hakkında ne düşündüğünden onlara neydi? “Ben Lilith Asjuëd, bilindiği üzere İksir Profesörü’nüz.” Sınıfa göz gezdirdi, oldukça kalabalık gözüküyordu. Gözü korkmuştu, onun zamanında derse; ancak beş kişi alınırdı, zaman değişmişti, hem de çok. İçinden saydıklarını dışarıya vuramıyordu, ilk gününde dillere tartışma konusu olarak yayılmak hoş olmasa gerekti. “İksir, bilindiği üzere sizin önünüze verilen talimatlara göre değil, daha çok yetenek işi. Talimatlarla yönetseydiniz küçücük kazanınızı, bunu bir bilim olarak öğrenmezdiniz. Gerçi, hayatınızı belirleyecek o önemli sınavlarda sadece kelimeleri yutmanız yeterli olacak. Şimdi, dersimi almak istemeyenler; zorlanacağını düşünenler sınıfı terk edebilme şansına sahip, ilerdeki zamanda bu şansı size vermem için bana gelmeyin, dersimden kalmaya razı olun.” Kısa bir sessizlik oldu, hayatında gördüğü yeni yüzler onun ağzından çıkacak sözcüklere odaklanmıştı; aslında her ders döneminde duydukları şeyler olmalıydı. Hepsi aynı palavra, sözleri zihinlerinden elbette ki geçiyordu ya da Asjuëd abartıdaydı. Elleri terlemişti bile. Hemen koy vermemeliydi kendini. Sözleri üzerine kıpırdayan kimse olmadı. Zaten Asjuëd buna şaşırmamıştı. Böyle bir saygısızlığa kim cürret edebilirdi? Elbette ki, kimilerinin aklından geçmiş olmalıydı bu; doğaldı. Anlayabilmek miydi Lilith için bunları düşünmek; yoksa fazla mı düşünceli olmuştu? Kişilik çatışmasında yokluğa düşen bir ergen yaşını çoktan atlatmıştı. İşine dönmeliydi. Kafasındakileri dağıtmak için onu hafif bir sallaması yeterli oldu, saçları uçuşmuştu. “İksirin diğer dersler gibi olmadığının umarım ki farkındasınızdır. Ciddiyet ister, yetenek ister. En ufak bir hatayı kabul etmez; ben de etmeyeceğim.” Gözlerini teker teker hepsinin üzerinde gezdirdi. Anlayışlı, yaşlı birinin yüz ifadesini takınmıştı kendininkine. Ellerini ise göbeğinin üzerinde birbirine kenetlemişti. Kendisinden on yaş küçüklere koçluk mu yapıyordu şimdi? Hayalleri gerçek mi olmuştu? ...ya da onun üzerine kurulan hayaller gerçek olmuştu. Öyle ya da böyle, o mutluydu; olmadığı kadar. “Ciddiyetimi anladığınızı sanıyorum. Bir saat boyunca bana emanetsiniz her biriniz ve belki de en tehlikeli dersi göreceksiniz. Bunları, biliyorum, diğer profesörlerden de duydunuz. Bir kere daha duymanın zararı olmaz umarım; üzgünüm.” Sonuna yapmacık bir gülümseme ekledi. Yanaklarına kadar ulaşmadan dudakları, ellerini tozlu tezgâha indirdi. Midesi bulanır gibi olmuştu; toza katlanamıyordu. “Bugün kâğıtta canlanmayı bekleyen bir listeyi kepçelerle buluşturmayacağız, alıştırma yapmak istiyorum. Kesinlikle ilk derste bir şeyi kanıtlamaya çalışmayacağız. Sanırım çoğunuz beş yıldır ders almaktasınız, bana söyleyebilir misiniz ki, iksir sizin için ne ifade ediyor?” Bir şeyi yola koymadan önce nereye gideceğini düşünmek her konuda işe yarayabilirdi. Bilgiye kapalı bir zihniyete zorla öğretme eylemi gerçekleştirilemezdi. Asjuëd, tezgâhın önüne dayanarak, öğrencilerin onu tamamen görmesini sağladı. Kollarını göğsünde birleştirmiş; mavi gözlerini barındıran göz kapakların kısmış onları dinliyordu. Dinleme eylemi ona göre değildi, konuşmayı severdi o. Ona göre, böyle zor bir konuyla girmesi; zorlanmasına yeterli bir sebepti.
| |
|
Seçmen Şapka Seçmen Şapka
Kayıt tarihi : 22/06/10 Mesaj Sayısı : 123 Mücadele Tarafı : Hogwarts.
| Konu: Geri: Spreuthe, Lilith. Salı 26 Ekim 2010, 19:50 | |
| | |
|