Fiendfyre
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Blessing

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Eleanora Lizz Walker
Hufflepuff IV. Sınıf
Hufflepuff IV. Sınıf
Eleanora Lizz Walker


Gerçek Adı : İyem*
Kayıt tarihi : 30/03/10
Mesaj Sayısı : 157
Mücadele Tarafı : **

Blessing Empty
MesajKonu: Blessing   Blessing Icon_minitimePaz 24 Ekim 2010, 19:14


    Oyuncunun Adı: İrem
    Oyuncunun RP Deneyimi: 3 yıl.
    İstenilen Sınıf: VII. Sınıf
    Karakterin Tam Adı ve Soyadı: Blessing Pickens
    Karakteristik Özellikleri: Kitap okumayı çok sever. Müzik dinlemekten, gezmekten, arkadaşlarıyla eğlenmekten ve ders çalışmaktan hoşlanır. Canayakın bir kişiliğe sahiptir. Kendine yakın gördüğü insanlara yakın davranmaktan hiç çekinmez. Yeter ki karşısındaki kişi ona bir umut ışığı yaksın. Özellikle de fazla içine kapanık bir kişi değildir. Ailesini oldukça fazla sever.
    Sevdikleri: Kitap okumak, müzik dinlemek, gezmek, çılgınlık yapmak.
    Sevmedikleri: Yalancılık, iki yüzlülük, kıskançlık...
    Örnek Rol Oyunu;

    31 Ekim Cadılar bayramı demek; eğlencenin ve içkilerin dibine vurmak demektir! Birkaç gün önce telefonuma tanımadığım bir numara mesaj attı. Cadılar bayramı ile ilgiliydi ama ilk önce bana şaka yapıldığını ya da gerçek olmadığını sanmıştım ama Shane ve diğer okul arkadaşlarıma da geldiğini öğrenince bunun bir şaka değil gerçek olduğunu öğrendim. Bunu duyunca öyle sevindim ki, birkaç gün önceden kıyafetimi hazırlamaya başladım. Bu kıyafetim ne mi? Bunun Shane’in hoşuna gitmeyeceğini biliyorum ama ne yapayım sevdim ve tam da cadılar bayramında giyilecek bir kostüm. Parlak kırmızı straplez bir bluz, altına da siyah, fırfırlı mini etek, bacağında kırmızı çorapla çok seksi görünüyordum. Elime de kırmızı uzun çanta vardı. Boynumda altın rengi kolyeler, tırnaklarımda elbisemin rengine uygun kırmızı ojeler, saçlarımın şekli ise dalgalıydı. Şimdi neden Shane’in beğenmeyeceğini anladınız mı? Elbisenin kötü olmasından değil fazla seksi olmasından kaynaklanıyordu ve Shane öyle şeyleri fazla sevmezdi. Sanırım kıskançlığı yüzünden böyle davranıyordu ama bunun bugünlük kötü bir şey yaratacağını sanmıyordum. Yani beni üzecek bir şey olmazdı değil mi?


    Evet, tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu aslında. Shane beni almak için eve geldiğinde yüzündeki mutlu ifade beni görünce kasılmaya neden olmuştu. Elbisemi beğenmişti bu kesindi ama fazla seksi olduğu için sinirlenmişti de. O da bugün fazla yakışıklı olmuştu. Kızların ona oldukça fazla bakacağını bildiğim için ona daha fazla yakınlık gösterecektim ki sevgilinsin olduğunu bilsinler. Hayal kırıklığına uğrayacaklardı bu kesindi ama umurumda bile değildi. Aksine sevinirdim de. Koyu gri renkte yuvarlak yaka tişört, gri pantolon ve aynı renkte ceket vardı. Bugün çok uyumlu bir çift olacaktık buna inanıyordum tabii kıyafetimden ötürü bir terslik yaşanmazsa. Arabasına doğru yürürken kolunu sımsıkı sarılmıştım. Yüzümde de küçük bir tebessüm vardı. Ama Shane arabaya bindiğimiz zaman bile yüzündeki ciddiyeti bir an olsun yok etmemişti. Onu güldürmeye ve yakın davranmaya çalışırken o hala suratı asıktı. Neler oluyordu böyle?

    Helieen Justen’a geldiğimiz de yol boyunca ikimiz de hiç konuşmadık. Aslında ben konuşmak istedim ama yanlış bir şey söyleyeceğimden korktum ve sustum. Belki partide de böyle davranırsa neler olduğunu sorabilirdim. Arabadan inince hemen koluna tekrardan yapıştım ve Helieen’den içeriye girdik. İçerisi oldukça kalabalıktı ve her taraf seksi bayanlar, yakışıklı erkeklerle doluydu. Ortam harika görünüyordu. Atmosfer de tam bayrama özeldi. Duvarlar da kocaman korkutucu yarasa resimleri, gözümü çevirdiğim her yerde içi oyulmuş ve mumlarla aydınlatılmış balkabakları. Onlar sayesinde ortamın aydınlatması sağlanıyordu. Bu da bulunduğumuz ortamın daha da korkutucu olmasına yetiyordu. Ve bir de müziğin kasveti. Adımlarımızı barın önüne doğru atarken bazı arkadaşlarımıza da selam veriyorduk. Bazılarının elinde bardakların içinde yeşil sıvı vardı ve onları içiyorlardı. O bu gecenin özel içkisi olmalıydı ve tatmak için sabırsızlanıyordum.

    Evet, yataktan çıkmış halde gelseydim tüm gözler benim üzerimde olurdu haklısın Shane ama sanırım bir sefile benzediğim için herkes bana bakardı ve gülerdi.

    Demeyi öyle çok istesem de bunu sadece bir tebessümle karşılık verdim. Bunu söyleseydim bana kızacağını biliyordum ve bu güzel günde günümüzün mahvolmasını istemiyordum. Zaten biliyordum ki o da benim kızacağım şeyler söylemezdi. Bunu sadece espri olarak söylemişti çünkü. Bende gülerek karşılık vermiştim. Ama daha sonrasında o güzelim içkiyi içecek olma hayalim suya düşmüştü. Biliyordum onu içince zil zurna sarhoş olacaktım ama yine de tatmak istiyordum. Fakat Shane’in kısıtlaması yüzünde tüm hayallerim yıkılmıştı. Ama biliyorum ki o, her zaman benim iyiliğimi düşünürdü ve bu da onlardan biri olmalıydı. Fakat bugün de tam eğlenilecek ve içilecek bir zamandı. Bunu neden yapıyordu? Ben içmeyeceksem o da içmeyecekti tabii ki. Suratımı asarak Shane’in suratına baktım ve ‘’ O zaman sen de içmeyeceksin Shane. Tamam mı? ‘’ diyerek ona soran gözlerle baktım. Yüzümdeki üzüntüyü görünce o da üzülmüş olsa gerek ellerimi avuçlarının içine gömdü ve gözlerini gözlerime kilitledi. ‘’ Zaten içmeyeceğim tatlım. ‘’ dedikten sonra bana sorma fırsatı bırakmadan o içkinin ne olduğunu anlatmaya başladı. ‘’ Bana sakın kızma olur mu? Sırf senin iyiliğin için izin vermiyorum. Yoksa ben senin üzülmeni ister miyim sanıyorsun? O içkinin adı absinth ve en fazla iki bardaktan sonra insanın elinin, dilinin ayarı kayar. Ve kesinlikle bu sana hiçte uygun değil Bless. Ki sen normal içkilerde bir bardaktan sonra sarhoş olan bir insansın. Ve sana izin vermediğim şeyi bende içmem zaten. Şimdi beni anladın değil mi neden izin vermediğimi? ‘’ </FONT>dedikten sonra bana gülümseyen yüzüyle bakıyordu. Gülümsemesine hayranım! O kadar tatlı ve içten gülümsüyordu ki insanın içindeki tüm olumsuz düşünceleri yok ediyordu. Şuan da olduğu gibi… Bende gülümseyerek ona bakmayı sürdürdüm. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece başımla anladığımı işaret eden bir hareket yaptım ve tekrardan gülümsemeye devam ettim. Bir şey demeden öylece kendimi müziğe kaptırmıştım. Ne yapacağımı ve ne diyeceğimi bilmiyordum en iyisi onun konuşmasını beklemekti.

    Çalan müziğe kendimi kaptırmış şekilde hafiften kımıldarken Shane’in sözüyle donakaldım ve gözlerim istemsizce onun gözlerine kilitlendi. Kendime gelmem kısa süremi almıştı. Shane az önce bana beste yazdığını mı söylemişti? Evet, evet söylemişti! Kendimi çığlık atmamak için zor tuttum. Aslında atsam da fazla duyulacağını sanmıyordum ama neyse. Tamamen şoka girmiştim. Evet, geçen gün ondan arkadaşından aldığı bir besteden söz ediyorduk ama hiç bana yazdığını ya da bana gitar çalabildiğini söylememişti. Bu bugün için harika bir sürprizdi! Kesinlikle! Kendimi toparladığım da dudaklarımdan şokun etkisine anlamsız sözler çıkmıştı ama umursamadan Shane’in boynuna sarıldım. Yüzüme kocaman gülümseme yayılmıştı. O da kollarını belime doladığında içindeki sıcaklığı tenimde hissedebiliyordum. Birkaç dakika sonra kollarımızı ayırdık. Shane’in su istemesini izlerken yüzümde hala tatlı gülümsemem vardı. Hala inanamıyordum. Ama yüzümdeki gülümseme aniden yok olmuştu. Şaşkın bir şekilde olanları izliyordum. Sarışın bir kız gülümseyerek Shane ile konuşuyordu. Shane de oldukça samimi davranıyordu kıza. Utanmasa öpecekti. Onların konuşmalarını şaşkın bir şekilde izlerken nihayet gitmişti kız. Bu olay sinirlerimin bozulması tam olarak yetmişti. Biliyorum, Shane hep böyle davranırdı ama onunla kaç kez bu konuları konuşmuştuk. Ve benim sinirlendiğimi bile bile böyle davranması hiçte iyi olmamıştı. Bir anlık sinir ile ağzımdan çıkan söz Shane’in şok geçirmesine neden olmuştu. ‘’ Yatmadığın kız kaldı mı Shane?! ‘’ dedim. Sesim oldukça yüksek ve ciddi çıkmıştı. Adamın yüzüne sinirli bir şekilde bakarken hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım ve aniden irkilmeme neden oldu. Yüzümdeki ciddi ifadenin yerine tekrardan şaşkın ifade almıştı. Shane elindeki bardağı hızlı bir şekilde masaya çarptı. Bardak neredeyse çatlayacaktı. [color=#000]‘’ Saçmalıyorsun ama Bless! Yeter! ‘’ dedikten sonra onunda sesi oldukça yüksek çıkmıştı ve sanki sinirden üzerime atlayacak gibi olmuştu. Ama bu davranış sinirlerimi daha da bozmaya yetmişti. Bağıracağına olanları nazik bir dille anlatabilirdi. Ama bende olanların farklı olduğunu anlayınca üzüldüğüm için sadece özür dilemekle yetindim. Yüzüm aniden asılmıştı. Bağırması kalbimi kırmıştı. ‘’ Üzgünüm. ‘’ diyerek ayağa kalktım ve kalabalığın içine karıştım. Gözümden iki damla yaş akmıştı. Çaktırmadan elimin tersiyle sildim.

    Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Ben istesem de istemesem de akıyorlardı umursamazca. Çaktırmadan silmeye devam ederken ellerim ve yanaklarım sırılsıklam olmuştu. Ortam hafif karanlık olduğu için yüzümü görebileceklerini sanmıyordum. Ve şuan karanlığa minnet duydum. Kalabalığı delerek hızlıca ilerlerken bana bakan gözleri umursamıyordum. Ama hala gözyaşlarım süzülüyordu ve kolumdan birisi tutup kendine doğru çektiğinde bunun Shane olmasını diledim. Karşımdakinin Shane olduğunu görünce gözlerimin içine bakıyordu. Yüzünden ağladığıma üzülüyor olmalıydı. Gözyaşlarımı eliyle sildi ve aniden boynuma sarıldı. Ve kulağıma bir şeyler fısıldadı. Daha sonra omuzlarımı tuttu ve gözlerimin içine bakarak özür diledi. Bunu yapacağını hiç sanmıyordum açıkçası. Bana kızdığını düşünmüştüm. Aslında kızdığı içinde haklıydı bir yandan. Biraz fazla tepki vermiştim ve onun da böyle davranması normaldi. Sanırım çocukluk etmiştim. Bu sözlerinden sonra yüzümde hafifte olsa tebessüm oluşmuştu. Bu davranışı hoşuma gitmişti. Şaşkınlığımı gizlemek için gülümsüyordum ve şaşırdığımı anamadığı içinde sevinmiştim. Şaşırmıştım. Çünkü Shane böle bir insan değildi. Yani bir kadının peşinden gidip ona özür dileyecek birisi değildi. Bu davranışıyla onu değiştirmeyi başardığımı görünce de daha da çok sevinmiştim. Beni çok sevdiği ortadaydı. Bende onu çok seviyordum. Gözlerinin içine bakarken dudaklarını dudaklarımda hissettiğim de aniden kendimden geçtim ve az önce yaşananları unutmuştum bile. Daha önce dediğim gibi bu adamın bir dokunuşunda her şeyi unutuyordum ve sanırım bu huyum hiçte iyi değildi. Fakat sadece ona olması iyiydi. Dudaklarından hiç ayrılmak istemiyordum ama kısa süre sonra çektiğinde kendime kısa süre de olsa gelebilmiştim ama hala ona çok yakın olduğum için nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Sanki dilim tutulmuştu bu ortam da. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece onu izledim. Onu izlerken kafam çalan slow müziğe takıldı ve Shane’in bana elini uzattığını görünce aklından geçenleri okuyabiliyordum. Daha sonra aklındakileri sözcüklere döktüğünde ikinci şokumu yaşamıştım bile. Neler oluyordu bu adama? Bu kadar romantik olduğunu bilmiyordum doğrusu. Şaşkınlığımı tekrardan gizleyerek yüzüme yine o tebessümü yerleştirdim ve başımla onaylayarak elini tuttum ve tekrardan kendimi ona ve müziğe bıraktım. Beni kendine doğru çekmesinin ardından artık bir şeyler söyleme zamanım gelmişti. Aslında kendime gelmiştim ve kulağına fısıldadım. ‘’ Bu kadar romantik olduğunu bilmiyordum. ‘’

    Kollarında kendimi o kadar huzurlu, o kadar rahat hissediyordum ki sanki koca salonda ikimiz dans ediyorduk. Sadece ikimiz! Nefesinin sıcaklığını iliklerim de hissedebiliyordum. Gözlerimi gözlerinden ayırmak istemiyordum. Burunlarımız birbirine deyecek kadar yakın duruyorduk birbirimize. Belimde ki elini her oynatışında kendimi daha da çok yaklaştırıyordum ona. Bu anın hiç bitmemesini istemiyordum. Kısa süre sonra sessizliği Shane bozdu. Sözlerinde kendini kanıtlamak ister gibi bir hali vardı. Hiçbir şey söylemeden sadece gözlerinin içine bakarak dinledim. Ve sözlerinden çabalarımın karşılığını almış olduğumu görünce sevinmiştim. Bu kadar çabuk olacağını sanmıyordum ama onun böle değişmesi benim de düşüncelerimi değiştirmeme yetecekti. Aslında onun beni fazla sevdiğini ve düşünmüyordum. Yani geçmişi, yaşadıklarını bildiğim için bana da öyle davranacağını sanmıştım. Beni de diğer kızlar gibi kullanıp atacağını sanmıştım ama görüyorum ki çok yanılmışım. Aslında bu yanılgıya çok seviniyordum. Beni sevdiğini görmek, inanmak çok hoşuma gitmişti. Beni bu kadar çok seven ve bana değer veren birisi hiç karşıma çıkmamıştı bu zamana kadar. Fakat bir sorunun olduğunu söyleyince ister istemez kaşlarım çatıldı. Nasıl bir sorun olabilirdi ki? Yoksa benim onu sevmediğimi mi düşünüyordu. Hemen cevap vermek için ağzımı açtığım da benden önce konuşmaya başladı. Evet, düşündüklerimi tamamen doğrulayan bir konuşmaydı bu. Beni seviyordu. Artık bunu hissedebiliyordum. Sanırım bu zamandan sonra her şey daha farklı olacaktı. Bende onu çok seviyordum ve bunu konuşmalarının sonunda daha anlamlı bir şekilde söyleyecektim. Şuan söyleyecek biraz daha şeyi var gibi görünüyordu. Sadece gözlerine gülümseyerek bakıyordum. Söylediği her şeyi anlamaya ve özelleştirmeye çalışıyordum. Benim ağlamam konusunda yorum yaptığında artık eski Shane değil yeni Shane’e bakıyordum. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Artık her şey daha güzel ve anlamlı olacaktı. Şuandan itibaren eski defterleri açmak yoktu. Tamamen hepsi kapanmıştı ve hayatımıza yeni bembeyaz Blessing & Shane defteri açacaktık. Aramızda artık hiçbir gizli duygu, hiçbir sır, hiçbir yalan kalmayacaktı. Her şey o kadar güzel olacaktı ki. Ona artık tüm benliğimle inanıyordum. Onun hakkında hiçbir şüphe kalmamıştı aklımda artık. Müzik bittiğinde gözlerimi hala ondan alamıyordum. Yeni ona çok yakın bir şekilde boş olan masaya doğru gittik. Artık sıra bendeydi. Ellerini tutup gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım. Artık dinleme sırası ondaydı.

    ‘’ Evet, çok haklısın. Bu zamana kadar biraz çocukça davrandım, beni affedeceğine eminim. Fazla büyük tepkiler verdim. Gereksiz yere tepkiler. Senin de böyle davranman çok doğal. Sana kızmıyorum zaten. Kızamam da zaten. Bak ne diyorum. Bu günden itibaren hayatımıza yeni bir sayfa açalım. Tüm eski defterleri kapatalım. Her şey yeni, yepyeni olsun. Eski yaptığımız hataları geride bırakalım ve bir daha asla, ne olursa olsun geriye bakmayalım. Ne olursa olsun. Anlaştık mı? ‘’

    Diyerek gülümsedim ve ona bakmayı sürdürdüm. O güzel deniz mavisi gözlerine. Bu fikir kısa süre düşündükten sonra onun da kafasına yatmıştı. O da gülümseyerek onayladığın da her şeyin daha güzel olacağını hissetmiştim bile. Çok sevinmiştim. Dayanamayarak hemen kucağına atladım. Ona söyleyeceklerim daha bitmemişti. Bu hareketime fazla şaşırmamıştı ama etraftaki insanları da umursamadı. Bende umursamadan yüksek sesle bağırdım. ‘’ Bende seni çok seviyorum aşkım! ‘’ dedikten sonra insanların duyup duymadığına, bize bakıp bakmadığına aldırış etmeden dudaklarına yapıştım. Artık her şey çok daha farklı olacaktı. İçinin sıcaklığını iliklerime kadar hissedebiliyordum. Bu öpücük yeni bir başlangıcın öpücüğüydü. Çok güzel olmasını istediğim için onu hiç bırakmadım. Nefesim kesilene, saat iyice ilerleyene kadar. Shane de karşılık verdikten sonra bu daha çok mutu olmuştum. İlk defa bu kadar uzun bir süre öpüşüyorduk. Kendimi onun kollarında çok rahat hissediyordum. Her zamanki gibi… Bir süre nefes alıyoruz tekrardan dudaklarımızı birbirine kenetliyorduk. Fakat saat iyice ilerlediğini fark ettiğimiz de ikimiz de birbirimizi bırakmak istemiyorduk. Ama gitmemiz gerekiyordu. Zaten bazıları da ayrılmıştı mekândan. İkimiz de nefes nefese kalmıştık. Terden sırılsıklam olmuştuk. İkimiz de gülüyorduk. Birbirimizin gözlerinin içine bakarak ve tekrar tekrardan kısa öpücüklerden sonra saat iyice geç olmuştu. Eve gitme zamanım gelmişti. Shane son bir öpücükten sonra fısıldadım. ‘’ Artık gitmemiz gerek aşkım. Saat çok geç oldu. Evdekiler merak etmiştir. ‘’ diyerek kısa süre bakıştık. Shane beni hiç bırakmak istemediğini söylüyordu. Bende onu bırakmak istemiyordum ama artık gitmeliydik. ‘’ Daha sonra tekrar devam ederiz canım hadi artık gidelim. ‘’ diyerek gülümsedim ve kucağından kalkarak onu elinden tuttum. Sanırım ikimizin düşünceleri de aynıydı. Fakat şimdi değildi. Daha sonra. Şuan onun da benim de sarhoş olmadığımıza minnettar oldum. Çünkü sarhoşken daha fazla şeyler yapabilirdik ve bu hiçte iyi olmazdı. Onun koluna girdim. O da beni kollarıyla sardıktan sonra cadılar bayramı bizim için tam anlamıyla bitmiş oldu. Ama yaşadığımız olay daha yeni başlıyordu. Yeni bir başlangıca adım atmıştık ve bu önemli günde olmuştu. Bu günü ikimiz de asla unutamayacaktık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka


Kayıt tarihi : 22/06/10
Mesaj Sayısı : 123
Mücadele Tarafı : Hogwarts.

Blessing Empty
MesajKonu: Geri: Blessing   Blessing Icon_minitimePaz 24 Ekim 2010, 20:24

VII. Sınıf

Hufflepuff!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Blessing
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fiendfyre :: Karakter Yönetme Merkezi :: İlk Adım :: Seçmen Şapka-
Buraya geçin: